Amerika’da Lisans Okumak-Neden Amerika?

Merhaba arkadaşlar. Bir çok öğrenci ve velisi, Amerika’da lisans nasıl okunur, Amerika’daki okullara nasıl lisans düzeyinde kabul alınır, yalnız Robert Koleji ve benzeri okullarda okuyan kişiler mi bu okullara gidebilir, yoksa sadece zenginlerin ve devlet büyüklerinin çocukları mı oradaki üniversitelerde okuyabilir gibi soruları merak ediyordur. Harvard, MIT, Yale ve Stanford gibi üniversitelerde okumak bazılarımıza hayal gibi gelse de, belirli metotlarla çalışarak ,  yeterli gayret göstererek ve  bazı  zamanlarımızdan fedakarlık yaparak bu ve benzeri  üniversitelere girilebilir. Bu yazı dizininde, tecrübe edebildiğim ve öğrenebildiğim kadarıyla başvuruların nasıl yapıldığını, nereden yapıldığını, nasıl değerlendirildiğini, burs imkanlarını ve başvuru sırasında dikkat edilmesi gereken durumların neler olduğunu ve girilecek sınavları sizlere anlatmaya çalışacağım.

Öncelikle Amerika’da okumanın ne gibi faydaları var? Boğaziçi, Bilkent, ODTÜ, İTÜ,Sabancı ve Koç gibi üniversitelerden ne farkları var?

harvard_shieldHerkesin bildiği üzere maalesef ülkemizdeki üniversiteler dünya sıralamalarında  ilk 500’e girmekte zorlanırlarken, Amerikan üniversiteleri ilk 50 üniversitenin büyük bir kısmını oluşturup, ilk 500 ‘ün de ortalama yarısını oluşturur. Tabi bu listeler  sırlamayı yapan kurumların bakış açısına göre değişebildiğinden, bu listelerin güvenilirlikleri tartışılabilir , ancak  bir çok üniversite anketti hangi ülke yaparsa yapsın ilk  500’deki yerini korur. Ayrıca bu üniversiteler tüm dünya genelinde bilinir, sayılır. Bu da akademik hayatta ve iş hayatında büyük bir avantaj oluşturur. Ancak ne yazık ki ülkemiz üniversiteleri henüz Amerika’da ve dünyanın bir çok yerinde, bu üniversiteler kadar tanınmış kurumlar olamamışlardır.

Bu farkı oluşturan etkenlere bakacak olursak, günümüz dünyasında başarılı insanlar için yabancı bir dil 360px-Yale_University_Shield_1.svgbilmek ve bunu akıcı bir şekilde konuşmak neredeyse bir zaruret haline gelmiştir. Özellikle İngilizce bir ön koşul halini almış ve İngilizce’ye ek diller aranır hale gelmiştir. Amerika’daki üniversitelerde lisans eğitimi gören insanlar, İngilizce’yi gayet akıcı ve ana diline yakın bir şekilde öğrenmiş oluyorlar. Türkiye’de İngilizce öğreniminin en sıkı tutulduğu Boğaziçi ve Bilkent gibi üniversitelerde dahi İngilizce düzeyi belirli düzeyin üzerine çıkamamaktadır. Özellikle İngilizce yazma okuma ve dinleme bir yana konuşma alt seviyelerde kalmaktadır.

Bu üniversitelerin diğer bir özelliği, buralardan kabul alan öğrenciler 2 yıl boyunca değişik alanlardan ders alabilmektedirler.  Bu 2 yılın sonunda da istedikleri mesleğe yönelebilmektedirler. Bu özelik insanlara neyi sevip sevmediklerini anlamasına ortam sağlar. Böylece mesleğini daha çok seven ve başarılı olduğu alanda ilerleyen bireyler elde edilir. Ülkemizde de benzer bir sistem Sabancı Üniversitesinde olmasına karşın , diğer üniversitelerimizde bunu görememekteyiz.

Bu sistemi ve okulları farklı kılan diğer bir özellik, başvurularda ve kabul almada yalnız sınavların etkili olmadığı bir sistemdir.  Yaptığınız bir spor dalının, yazdığınız yazılarınızın, hocalardan aldığınız bir referans mektubunun, hazırladığınız portfolyoların, gönüllü olarak çalıştığınız bir işin, küçük yaşta kurduğunuz bir şirketin, hatta ve hatta evde küçük kardeşinize bakmanızın dahi etkili olabileceği bir sistemdir.  Bu da insanların tek tip olmasından ziyade çok çeşitli olmasını sağlar. Yeteneklerinizi keşfedebileceğiniz, ve topluma katkı sağlayabilecek bireyler yetişmesini sağlar.

LOC_Lower_Manhattan_New_York_City_World_Trade_Center_August_2001 (1)

amerika’da üniversite okumak

Ayrıca yurt dışı eğitimi almış olmak dünyanın değişik yerlerinden gelen insanlarla ilişkiler kurup, büyük bir ağın bir parçası olma imkanı sunar. Amerika bu konuda çok mozaikli bir yapıya sahip olması ve üniversitelerinde büyük bir çeşitlilik barındırması sebebiyle, büyük bir ailenin parçası olabilmede çok elverişli bir yerdir . Böylece Çin, Arabistan, Rusya, Almanya, İsveç , Hindistan gibi birçok yerden insanlarla gelecekte gerek akademik hayatta, gerek iş hayatında sizlere büyük fırsatların açılmasına yardımcı olur. Ayrıca, günümüz dünyasında internetin ve bilgi kaynaklarının gelişmesiyle insanların özellikle lisans düzeyinde aldıkları eğitimler bilgi bakımından pek fark etmemektedir. Ancak, eğitimleri farklı kılan dahil olduğumuz çevreler ve bulunduğunuz rekabet ortamıdır. Türkiye’de de Boğaziçi, İTÜ, Bilkent, Sabancı, Koç gibi üniversitelerde de gerek yerel gerek yabancı çevreler elde edinilebilir, fakat Amerikanın başarılı üniversitelerine kıyasla oldukça dar ve düşük seviyeli kalır.

Bunun dışında, dünyadaki en bilinen New York, Washington, Boston , California , Miami gibi şehirlerde yaşayıp oradaki büyük yapılanmaları, şirketleri, sosyal ve kültürel faaliyetleri  tanıma kolaylığı buluyorsunuz. Teknolojideki gelişimlerin merkezinde olmak istiyorsanız bugün Intel, Google, HP, Apple, Microsoft, AMD, Facebook, Twitter gibi şirketlerin merkezlerinin bulunduğu Silikon Vadisi’nde, ekonomik gelişmelerin içinde olmak için Wall Street’te bulunabiliyorsunuz.

Amerika’da yaşamanın negatif yönlerine gelecek olursak, gidecek insanlar için buralarda okumak , gidecekleri okulları burslu kazansalar bile maddi olarak sıkıntılı bir süreç olabilir. Öncelikle orada dolarla harcama yapacak olmamız an itibariyle paramızın değerinin yarıya inmesi demek olacaktır. Yiyecek, içecek, ulaşım ve barınma masrafı başlıca oradaki harcamalarımızı oluşturur. Türkiye’de de Amerika’da lisans eğitimi için burs veren pek fazla kurum olmadığı için , maddi sıkıntılar negatif etkilerin başında görülebilir.

3723_481560428533838_1759559475_n

amerika’da üniversite okumak

İkincisi kültürel şok. Özellikle amerikan yaşam tarzına alışmamış insanlar için bu yaşam tarzı biraz garip gelebilir ve korkutucu olabilir. İnsanları ilkin yalnızlığa itebilir. Hemen her  okulda kurulmuş olan Türk ve İslam Dernekleri oradaki insanlara destek olmaları açısından biraz iç rahatlatıcı olabilir. Ayrıca bu problem kabul alınan okul ve o şehirde yaşayan Türk veya Müslüman sayısı dağılımına göre de değişebilecek bir problem.

Sonuç olarak Amerika’da lisans okumanın avantajları ve dezavantajları olduğu ve genel olarak avantajlarının günümüz itibariyle ağır bastığı bir gerçek. Bu okullarda okumak da sadece Robert Koleji , Amerikan Kolejlerinde okumaya, bir zenginin veya bir devlet büyüğünün çocuğu olmaya bağlı değildir. Başvuru sürecini ve detaylarını öğrendikten sonra, sizler de bu üniversitelere yelken açabilirsiniz.

 Mustafa Mete 

Boğaziçi Üniversitesi