Currently browsing category

Felsefe

Son yakındır.. Ancak bizim hayal ettiğimiz gibi değil – Slavoj Žižek

Erivan radyosu hakkında eski ve lezzetli bir Sovyet fıkrası vardır: dinleyici sorar “Rabinoviç’e piyangodan yeni bir araba çıktığı doğru mu?”, radyo da yanıtlar: “İlke olarak evet, doğru, ancak yeni bir araba değil eski bir bisikletti, ve ona çıkmadı ondan çalındı.” Bugün, doğumundan 200 yıl sonra, Marx’ın öğretisinin kaderi için de …

Savaş ve Savaşçılar Üstüne – Friedrich Nietzsche

Ne en iyi düşmanlarımız esirgesin isteriz bizi, ne de can­dan yürekten sevdiklerimiz, öyleyse doğruyu söyliyeyim size! Savaş kardeşlerim benim! Sizi candan yürekten severim, ben öteden beri sizdenim. Ve sizin en iyi düşmanınızım. öy­leyse doğruyu söyliyeyim size! Yüreklerinizdeki nefreti ve kıskançlığı bilirim. Nefreti ve kıskançlığı tanımıyacak kadar büyük değilsinizdir. Bunlardan utanmıyacak …

Denetim Toplumu Nedir? (Gilles Deleuze)

Tarihsel Bakımdan Denetim Toplumları Nedir? Foucault “disiplin toplumları”nı Onsekizinci ve Ondokuzuncu yüzyıllara yerleştirmişti. Bu toplumlar doruk noktalarına Yirminci Yüzyıl başlarında varmışlardı. Bu toplumlar, geniş ve yaygın kapatıp-kuşatma mekânları düzenlemeleriyle ayırdedilirler. Birey hiç durmadan, her biri kendi yasalarına sahip olan bir kuşatma mekânından öbürüne geçer; önce aile; sonra okul (“artık ailende …

Beklenen Çocuklar

Medine çocukları vardı birde. Peygamberin yanı başında koşuşturan cennetteki meleklerdi onlar. Rüzgar esintilerinin arasında Mescid-i Nebi yolcularıydılar. Ellerinde seccade, başlarında takke, gözleri yerde, elleri kalplerinde yürürlerdi. Girdiler mi cennet bahçesine, kokusunu almadan çıkmazlardı. Hani yeşil kubbede taş olmaya razı gibi, hani mescidin kapısına çarpan taş olacakmış gibi, hani kıyafetindeki yama …

Nietzsche’nin Kadınları

Bir kadın bir erkekten daha iyi anlar çocukları; ama bir erkek daha çocuksudur “Çocukluğumun ilk yıllarını kapsayan dönemi çok az biliyorum; bu dönemle ilgili bana anlatılmış olanları ise burada aktarmak istemiyorum. Muhakkak ki fevkalade birer anne babaya sahiptim, özellikle de bu kadar mükemmel bir babanın, ölümüyle, bir yandan beni baba …

Sanalın Gerçekliği – Slavoj Zizek

Bugünlerde herkes sanal gerçeklik hakkında konuşuyor ama açık konuşmak gerekirse bence sanal gerçeklik oldukça acınası bir fikir. Bu yalnızca suni dijital bir ortamda, gerçeklik deneyimimizin yeniden üretilmesine imkan tanınması demek oluyor. Bence bugün olup biteni anlamak için can alıcı şey, çok daha ilginç olan aksi bir düşüncedir: Sanal gerçeklik değil, …

Zerdüşt’e Giden Yol : Bir Nietzsche Anlatısı (Will Durant)

Şimdi de sanattan, bilime ve “hiçbir zorbalığın nüfuz edemeyeceği barınak” olan felsefeye döndü. Spinoza gibi o da tutkularına, onları inceleyerek hâkim olmaya çalıştı: “Bize gereken şey, heyecanların kimyasıdır.” Böylece, bundan sonra yazacağı kitap “İnsanca, Aşırı İnsanca”da (1878-80) psikolog oldu ve bir cerrahın insansızlığıyla, en ince duyguları ve en benimsenen inançları …

Kötülüğün Şeffaflığı – Jean Baudrillard

Trans-politik biçim olarak terörizmin, patolojik biçim olarak AIDS ve kanserin, genel anlamda cinsellik ve estetik biçimi olarak transseksüelliğin ve travestiliğin aynı zamanda ortaya çıktığını görüyoruz. Günümüzde sadece bu biçimler bü­yüleyicidir. Cinsel özgürleşme, politik tartışma, organik has­talıklar ve hatta konvansiyonel savaş artık kimsenin ilgisini çekmiyor (savaş konusunda sevindirici bu; Kimseyi ilgilen­dirmeyeceği …

Slavoj Žižek’ten: Hakiki Hollywood Sol’u Ya Da 300 Üzerine

Zack Snyder’ın Thermopilae’de Pers ordusunun istilasına karşı kendilerini feda eden 300 Spartalının hikâyesini anlattığı 300 filmi, Irak ve İran’daki güncel gerilimlere gönderme yapan en kötüsünden milliyetçi bir militarizm propagandası olmakla suçlandı. Fakat işler gerçekten bu kadar basit miydi? Filmi bu suçlamalara karşı adam akıllı savunmak gerekebilir. Belirtilmesi gereken iki nokta …

Yalnızlığın Diyalektiği – Octavio Paz

Kişinin içinde yaşadığı dünyayı ve kendisine yabancılaşmış olduğunu bilmesi demek olan yalnızlık Meksikalılara özgü bir duygu değildir. Bütün insanlar yaşamlarının en az bir döneminde kendilerini yapayalnız bir kişi gibi duyumsarlar. Ve de gerçekten yalnızdırlar. Yaşamak, gizemli bir gelecekte varacağımız yere gitmek için geçmişte bulunduğumuz yerden yola koyulmak demektir. Yalnızlık, insan …