Akahige Sinopsis
Dr. Yasumoto Nagasaki’de Flemenk Tıbbı okuduktan sonra 1820 yılında Edo kasabasına döner. Babası Dr. Yasumoto’dan eski bir arkadaşını ziyaret etmesini ister. Arkadaşı fakir bir kasabadaki halk kliniğinde çalışan, Dr.Niide’dir. Namı diğer Kızılsakal (sakalı kırmızı olduğu için bu lakabı almıştır).
Öylesine tanışıp ayrılacağını sanan Dr.Yasumoto bu halk kliniğinde çalışacağını öğrenince çılgına döner. Çünkü en saygın tıp okullarından birinde okumuştur ve modern bir hastanede çalışmayı hak ettiğini düşünmektedir. Yasumoto bu halk kliniğini, çalışanlarını, Kızılsakalı, hastaları kısacası hiç kimseyi sevmez. Yemek yemeyi, kendi tıp notlarını Kızılsakal ile paylaşmayı reddeder. Kızılsakal’ın klinikteki doktorlara koymuş olduğu hiçbir kurala uymaz. Klinikteki diğer doktorların giymiş olduğu üniformayı giymek istemez ve kesinlikle yasak olmasına rağmen içki içmek ister. Diğer doktorlardan birisi gibi kliniğin kokusundan ve hastalardan yakınır. (fakirliğin kokusu derler) Buradaki hastaları küçümser ve kendisinin daha iyi bir hastanede çalışması gerektiğini düşünür. Tek isteği vardır: bu klinikten ayrılmak.
Kliniğin yakınında bir koğuş vardır. Burada akli dengesini yitirmiş katil bir kadın kalmaktadır. Babası baş edemeyince para ile bir hemşire tutup onu bu koğuşa kapatmıştır. Bir gece bu deli kadın koğuştan kaçıp kliniğe gelir. Ve Dr. Yasumoto’nun odasına girer. Kızılsakal ve hemşire Osugi her yerde kadını aramaktadır. Yasumoto’nun odasına dalan kadın kendi hikayesini anlatmaya başlar. Daha 9 yaşındayken bir tezgahtarın kendinden faydalandığını anlatır. Ölümle tehdit edildiği için elinden bir şey gelmemiş tecavüze uğramıştır. İlerleyen yıllarda 11 yaşındayken benzeri bir olay yine başına gelmiş, sonrasında ise 3 kişiyi onunla ilişkiye girmek isterken saçındaki toka ile öldürmüştür. Kadın çok güzeldir. Yasumoto ise sarhoştur. Kadın Dr.Yasumotoya yaklaşır ona sarılır. Yasumoto yu baştan çıkarmak ister, ancak asıl niyeti onu öldürmektir. Tam bu esnada Kızılsakal odaya girer ve Yasumoto’yu kurtarır. Kızılsakal’a göre kadın öldürmek için doğmuştur, bu onun doğasında vardır.
Yasumoto yavaştan yavaştan kliniğe ve Kızılsakal’a ısınmaya başlar. İnşaattan düşmüş bir kadının ameliyatına girer. Dehşet verici manzara karşısında şok olur ve bayılır. Yasumoto uyandığında başucunda Kızılsakal’ı bulur. Onun her ne kadar sert bir görünüşe sahip olsa da, aslında yufka yürekli, çok iyi bir insan olduğunu anlamakta gecikmez. Kızılsakal çok az bir parayla geçinir. Elindeki paranın büyük bölümünü hastalarına verir. Yasumoto da bu duruma şahit olur. Kızılsakal birgün tüm parasını babası klinikte ölmüş, 3 çocuğuyla fakirliğin pençesinde kıvranan bir kadına verir Kadının hikayesi yürek burkucudur. Annesinin sevgilisiyle evlenmiş ondan 3 çocuk doğurmuştur.
Bu sırada klinikteki hastalardan Shacci adlı yaşlı adam, hastalığına rağmen çalışıp para kazanmaktadır. Bu para ile klinikteki fakir hastalara yardımcı olmak ister. Kendi yemeğini bile onlarla paylaşır. Bu yüzden klinikteki herkes onu çok sever. Doktoru ise kendini yorduğu için çalışmasına şiddetle karşı çıkar. Ölüm döşeğinde iken klinikteki tüm hastalar başucunda beklemiş, öldükten sonra ise uzun süre ağlamışlardır. Ölmek üzere iken tüm sırrını klinikteki hasta ve doktorlarla paylaşmış, insanların yüreklerini daha da parçalamıştır. Genç zamanlarında bir kız ile karşılaşmış ve ona aşık olmuştur. Kız önceleri ailesinin borçlarına yardım ettiği gerekçesiyle evlenmek istemese de zaman sonra evlenirler. Çok mutludurlar. Fakat kız Shacci’yi ailesiyle hiç tanıştırmaz, Shacci ne zaman bu yönde bi istekte bulunsa bir şekilde geçiştirir. Sonra yıkıcı bir deprem olur. Shacci işten geldiğinde evinin yıkıldığını görür. Karısının cesedini bulamayınca önce ferahlar ama bir süre sonra öldüğünü kabullenir. Depremden iki yıl sonra Shacci bir gün çarşıda gezerken karısını görür. Şok olur. Karısının sırtında bir çocuk vardır. Başka bir adamın çocuğu. Shacci kahrolur, kendini içkiye verir. Kadın Shacci’nin yanına gelir ve hikayesini anlatır. Kendisiyle tanışmadan önce ailesi tarafından başka birisiyle nişanlanmıştır. Ancak bu adamı sevmemektedir. Shacci’yle tanıştıktan sonra ailesine karşı gelir ve Shacciyle evlenir. Ancak ailesini yüz üstü bıraktığı için kendini suçlu hissetmekte ve Shacci’yle olan mutluluğunu hak etmediğini düşünür. Günün birinde Tanrı’nın kendini cezalandıracağına inanır. Deprem olunca da bunun kendi cezası olduğunu düşünüp ailesinin yanına, o adamla evlenmeye gider. Tüm bunları anlattıktan sonra Shacci’nin evinde intihar eder ve Shacci onu atölyesinin altına gömer. Artık hep onunla, onun ruhuyla beraberdir. Aralarındaki aşk çok özeldir. Bu olaylardan sonra Shacci kendini insanlara faydalı olmaya adar.
Dr. Yasumoto bu yaşadıklarından çok etkilerinr. İyiden iyiye kliniğe alışır ve üniformayı giyerek hastalara bakmaya başlar. Bir gün devlet ödeneğinin kesildiği bilgisi ulaşır. Kızılsakal kliniğe yapılan devlet ödeneğinin kesildiğini öğrenince çok sinirlenir. Bu durumda ayakta hasta tedavi edemeyeceklerdir. Kızılsakal Yasumoto ile birlikte yakınlarda bulunan Lord’u ziyaret eder. Kendisi çok fazla yemek yemekten şeker ve tansiyon hastası olmuştur. Ona katı bir diyet uygular ve çıkarken çok yüklü bir muayene ücreti “30 ryo” alır. (1ryo=150dolar). Dönüş yolunda bir genelevi ziyaret eder. Burada firengi hastalığına yakalanmış bir kadın vardır. Onu muayene etmek ister. Muayene esnasında bazı sesler duyar. 12 yaşında bir kıza işkence edilmekte, genelevde çalışmaya zorlanmaktadır. Bu kız Otoyo işportacı bir annenin kızıdır. Annesi genelevin önünde ölünce, oradaki kadınlardan birisi Otoyo’ya sahip çıkar. Ancak niyeti kötüdür. Kızılsakal bu durumu görünce kızı kliniğe götürmek ister. Kadın çevredeki serserileri çağırıp Kızılsakal ve Yasumoto’yu engellemek ister. Ancak Kızılsakal mükemmel dövüşerek bu adamları bir güzel pataklar, Otoyo’yu kliniğe getirir. Otoyo’nun doktoru Yasumoto’dur. Ancak Otoyo tüm iyi niyetli çabalara rağmen tedaviyi reddetmekte, adete şımarıklık yapmaktadır. Kızılsakal büyük bir sabır ve nezaketle Otoyo’ya ilaç içirir. Otoyo herkesten korkmaktadır. İyi bir insan olacağına inanmamaktadır. Bir gün Yasumoto ona yemek yedirmeye çalışırken, Otoyo kaseyi kırar. Sonrasında Yasumoto ağlar. Bunu gören kızın düşünceleri değişir. Buradaki doktorlar onun iyiliğinden başka bir şey istememektedirler. Bir gün Otoyo ortadan kaybolur. Yasumoto aramaya çıktığında onu köprüde dilenirken görür. Otoyo dilencilikten elde ettiği parayla bir kase satın alır. Asıl amacı Dr.Yasumoto’ya kendini affettirmektir. Bu günden sonra Otoyo çok uslu biri olr ve klinikteki çalışanlara yardım eder.
Bir gün kliniğe Masea adında bir kadın gelir. Bu kadın Yasumoto’nun eski nişanlısının kız kardeşidir. Yasumoto’nun nişanlısı onu başka bir erkekle aldatmış, Yasumoto’yu çok üzmüştür. Bu sebeple Yasumoto Masea’yı görmek istemez. Fakat Masea’nın ısrarlı bekleyişi işe yarar, Yasumoto ile görüşür. Yasumoto’nun annesi oğlunun Masea ile evlenmesini ister. Aslında yasumoto’da Masea’dan hoşlanmıştır, çünkü çok hanımcık, güzel, terbiyeli ve saygılı bir kızdır. Bir gün Masea, Yasumoto’ya Otoyo’ya vermesi için bir elbise verir. Otoyo elbisenin Masea tarafından geldiğini öğrenince onu çamura atar. Çünkü Otoyo Dr. Yasumoto’ya aşık olmuştur ve onu delicesine kıskanmaktadır. Kızılsakal bu durumdan hoşlanır, zira Otoyo düzelmeye başlamıştır. Bir insana karşı sevgi duymaktadır. Kızılsakal’a göre bu sevgiyi bir gün doğru kişiye karşı da duyacaktır. Eski korkuları bir bir yok olmaya başlamıştır.
Kliniğin yakınındaki koğuşta bulunan deli kadının hemşiresi Osugi, klinikteki doktorlardan biriyle duygusal bir ilişki yaşamaktadır. Yine bir gün Osugi doktorla beraberken, deli kadın kendini asmaya teşebbüs eder. Bunu duyan baba koğuşa gelir ve Osugi’yi suçlar. Kızılsakal Osugi’yi savunmak için babanın karşısına çıkar. Kızıyla yeterince ilgilenmediğini, onu buraya hapsettiğini söyler. Bir babanın sorumluluk sahibi olması gerektiğini anlatır.
Otoyo bir gün kliniğin mutfağında çalışırken, 7 yaşlarında küçük bir çocuğu yulaf lapası çalarken görür. Engel olmaya çalışmaz. Ancak mutfakta çalışan diğer kadınlar bu küçük hırsızı kovalamaya başlar. Sonrasında Otoyo bu küçük hırsıza arkadaşça yaklaşır ve bir daha çalmamasını öğütler. Küçük hırsızın yemeklerden çalma sebebi ailesinin dehşet verici derecede fakir oluşundandır. Otoyo bu duruma çok üzülür, ona her akşam artan yemekleri vereceğini söyler Mutfakta çalışanlardan bir kadın ile Dr.Yasumoto, Otoyo ve küçük hırsız( adı Chobo) arasındaki bu konuşmaya gizlice şahit olur. Ertesi gün Chobo Otoyo’ya buradan taşınacaklarını, açlığın hiç olmadığı bir yere gideceklerini söyler. Otoyo zengin bir akrabalarının olduğunu düşünür ancak içi kuşkuyla dolar. Kısa zaman sonra kliniğe bir ailenin zehir içip topluca intihar ettikleri haberi gelir. Kızılsakal ve Yasumoto hemen harekete geçer. Eve geldiklerinde intihar edenlerin Chobo’nun ailesi olduğunu görürler. Aile çok fakirdir. Bir müddet Chobo’nun klinikten çaldığı yemeklerle geçinmişlerdir. Oğullarının hırsız olmasını bir türlü içlerine sindirememiş, bu durum gurularına çok dokunmuştur. Ve bir akşam ailecek bu utançla yaşamaktansa toplu intihar etmeye karar vermişlerdir. Doktorlar Chobo’yu anne ve babayı kurtarır, fakat iki küçük kardeş fare zehirinin etkisiyle ölür.
Yasumoto eski nişanlısının nüfuz sahibi bir doktor olan babası tarafından bu kliniğe gönderildiğini düşünmektedir. Ancak işin aslında Kızılsakal onu özel olarak istemiştir. Onun bilgisinden ve hünerinden faydalanmak istediği için böyle bir yola başvurmuştur. Yasumoto bunu filmin sonunda öğrenir. Nasıl bu kadar kibirli olabildiğine yakınır.
Sonunda Masea ile evlenir. Ve ömür boyu bu klinikte çalışmaya karar verir. Artık modern, rahat bir hastenede çalışmak onu hiçbir şekilde cezbetmemektedir. Tek ideali ömür boyu bu klinikte çalışmaktır. Akahige (Kızılsakal) ise bu durum karşısında tarifsiz bir mutluluk içindedir….