Eleştiri: Suç ve Ceza
ELEŞTİRİ
İki kralın ittifak yapıp bir imparatorluğu yıkması neticesinde ortaya yeni ekonomik, siyasal ve kültürel tablolar çıkar. Dostoyevski de muhteşem bir üslup ile harika bir içeriği birleştirip ortaya bir şaheser çıkarmıştır. Bu şaheser yazıldığı günden beri dünya edebiyatını büyük ölçüde etkilemiştir. Bütün zamanlarda da etkileyeceğine inanıyorum.
Güçlü bir karakter olan Raskolnikov kimdir ve neyin simgesidir. Kanaatimce olumsuz kahramanın ta kendisidir. İçindeki şeytana yenik düşüp, işlediği suçla olumsuz bir eylem sergileyen Raskol, yaptığı birçok iyilik, olumlu hareket ve işlediği suçun cezasını vicdanı ile ruhu ile çekmekle de okurun gözünde kahraman olmuştur.
Okur, kitaptaki kahramanla özdeşlik kurduktan sonra kahramanın işlediği suça da ortak olmuş oluyor. Bu sebeple kitap okumaya yeni başlayanlara ve iradesi zayıf olanlara bu romanı okumalarını tavsiye etmiyorum.
Raskolnikov’un gördüğü rüyalar, yazdığı makale ve içinde gururu, kibri, inanç tutarsızlığını yansıtan ruh hali “ben merkeziyetçiliğinin” bir göstergesidir. Bu bağlamda Dostoyevski inançla (tasavvuf, İslam, Hristiyanlık, optimizm) inançsızlığı (ben merkeziyetçilik, ateizm, materyalizm) Raskolnikov’un bireysel diyalektiği üzerinden vermiştir. Kapitalist rasyonel aklın inançla çatışmasını şu diyalogda da görebiliyoruz: Sayfa 32“Bu çağda merhamet duygusu bilim tarafından yasaklanmıştır ve siyasi ekonominin hüküm sürdüğü İngiltere’de de işler böyle yürütülmektedir.”
Raskolnikov, tefeci kadın Alena İvanovna ile kız kardeşi Lizaveta İvanovnayı öldürdükten sonra aylarca vicdan azabı çekip ruhsal bunalımlara girmiş ve bu olumsuzlukların ortaya çıkardığı zından içinde sıkışıp kalmıştır. Bu bağlamda kahraman, kurbanını öldürdükten sonra kendini de öldürdüğünü anlıyor. Sayfa 557”Ben yaşlı kadını mı öldürdüm? Yoo, ben kendi kendimi öldürdüm. O yaşlı acuzeyi değil! Orada, o zaman tek vuruşta kendimi öldürdüm ben, sonsuza dek olmak üzere!…”