Karşı Dairedeki Güzel Kız

Saatlerdir kapının arkasında, bir gözü dürbünde karşı dairedeki güzel kızın evden çıkacağı saati bekliyordu. Apartmana taşınalı 40 gün kadar olmuştu. Bir iki kere apartmanda öylesine merhabalaşmaktan başka tek kelime konuşmamışlardı. Ancak niyeti bugün bu sessizliğe bir son vermekti. Üzerinde gıcır takımı ve elinde deri evrak çantasıyla onun daireden çıkış anını bekliyordu. O kapıyı açtığı anda, kendisi de dışarı çıkacak ve karşı dairedeki güzel komşusuyla aynı asansörle aşağı inecekti. Bu geçen sürede hiç olmazsa  ismini öğrenebilecek, gözlerinin içine rahatça bakabilecekti. Planı gayet iyiydi. Kapının arkasında uzunca bir süre dikildikten sonra, “bugün dışarı çıkmayacak” herhalde diye mırıldandı. Yaptığı gözlemlere göre karşı dairedeki kız, genelde evden sabah 10 gibi çıkar, akşamları 8-9 gibi dönerdi. Yalnız yaşıyordu. Bunu, bi kaç kere o evde yokken bir şeyler isteme bahanesiyle zili çalarak öğrenmişti.

a-woman-reading(1)

Saat öğlen 12’ye geliyordu. Hala içerideydi. Yoksa gece kötü bi haber alıp aniden ayrılmış mıydı evden. Zehirlenmiş bile olabilirdi. Kötü düşünceler birbiri ardına sıralanıyordu zihnine. Üzerindeki takım iyice sıkmaya başlamıştı. İçi boş deri evrak çantasını saatlerdir neden elinden bırakmadığına kendi bile anlam veremedi. Toparlanıp biraz daha beklemeliyim, uyuyakalmış da olabilir diye düşündü. Aradan geçen 2 saatin ardından ümidini kesti. Kesin geceden veya daha erkenden ayrılmıştı evden. Şansını ertesi gün denemeye karar verdi. Üzerindeki elbiseden ve elindeki salak çantadan kurtulunca rahatlayabildi ancak. Pijamalarını giyip, bir fincan kahve pişirdi kendine. Kulağı kapıdaydı hala. Herhangi bi sıradışı ses duyunca bir solukta dikiyordu gözünü dürbüne. Ancak duramıyordu yerinde. Bir süre evde oyalandı kendince. Önceki günlerde onun geleceği saate kadar rahatça vakit geçirir, heyecanı akşam onun döndüğü saatlerde başlardı.   Ama şimdi içine kurt düşmüştü bi kere. Durmadan kapının deliğinden bakıp bir değişiklik olup olmadığını kontrol ediyordu. Bi ara istemsizce güldü. Aklına bi fikir gelmişti. Karşı dairenin zilini hızlıca çalıp kendi dairesine dönecekti. Böylece evde olup olmadığını anlayabilirdi. Bunun aklına daha evvel gelmeyişine hayıflandı ama hemen harekete geçti. Kapısını aralık koyup, yavaş ve sinsi adımlarla karşı dairenin ziline uzattı elini. Ancak tam da bu esnada büyük bir gıcırtıyla açıldı dairenin kapısı boylu boyunca. Neredeyse 40 gündür her gün, bitmek bilmeyen bir heyecanla, kapının arkasından, o güdük dürbünün tozlu objektifinden yansıyan orantısız görüntüden, eve girip çıktığı her anını gözetlediği karşı dairedeki güzel kız tüm alımıyla, tüm zarafetiyle karşısında dikiliyordu. Kendi üzerinde ise geceleri giydiği, üst kısmında çizgi film karakterleri olan bir pijama vardı. Gözlerindeki o şaşkın ifadeye odaklanmak istese de içinde bulunduğu bu garip ve bir o kadar içler acısı durum karşısında “ııııı şeyyy” diyebildi sadece. “buyrun”. Beklemediği bu sıcak tepki karşısında “tuz, ben tuz istiyicektim de, varsa şayet.” dedi. Yavaş yavaş kendi dairesine doğru geri geri adım atıyordu bu esnada. “çok üzgünüm, maalesef bende de yok..” cevabını alınca “tamam, teşekkürler” diyip evin içine attı kendini. Kapıyı kapattıktan sonra, öylece yığıldı kapının eşiğine. Utanmıştı. Böylesi rezil bir duruma düşeceğini hayal dahi edemezdi. Üzerindeki çizgi film karakterleriyle bezeli pijamasını çıkarıp çöp kutusuna fırlattı sinirle. Kendisini bir daha böyle gülünç bir duruma düşürmeyecek ve o kapının deliğinden bir daha bakmayacaktı. “yemin ediyorum, bi daha bakmıyıcam o delikten” “bakmıyycammm.” diye tembihledi kendini, bir işaret parmağı havada. Dolabı açıp önceki günün yemeğini koydu ocağa. Ağlamak istiyordu ama sıktı kendini. Televizyonun sesini açıp yemeği karıştırmaya koyuldu. Akşam için kendisine güzel bir ziyafet çekecekti. “evet, evet maç da var hem akşam”.

Saat 8’e geliyordu. Gün kararmış, TV’de spiker maç öncesi takımların dizilişini okuyordu. O ise zifiri bir karanlığa bakıyordu, elinde deri evrak çantası ve üzerinde daha önce ev dışında hiçbir yerde giymediği takım elbisesiyle. Dürbünden gözüne yansıyan apartman ışığıyla irkildi. Yukarı biri geliyordu.